Genellikle hafızanın yeniden toparlanması ve kişilerin daha fazla motivasyon sağlamaları için beynin geliştirilmesi ve gücün artırılması üzerine çeşitli çalışmalar yapılıyor. Unutkanlık çağımızın en büyük sorunlarından birisi olarak ifade ediliyor. Bu süreçte çalışma hayatında unutkanlık sorunu yaşayan, dikkatini bir türlü toplayamayan kişilerin ciddi sorunlar yaşadıkları tespit edilmiştir. Bu anlamda genellikle hafızayı güçlendirecek bazı yöntemler kamuoyunda sık sık gündeme gelmeye devam ediyor.
Ancak dedikodunun sürekli etik değerlere uymadığı ve yapılmaması gereken bir durum olduğu ifade ediliyor. Kişilerin daha negatif bireyler olmalarına sebep olduğu söyleniyor. Ancak yapılan değerlendirmeler sonrasında beyne iyi geldiği ve hafızanın güçlenmesi, dikkatin toplanması açısından son derece etkili olduğu ifade edilmeye başlandı. Hatta bu konudaki bilimsel araştırmaların derinleştirilmesi üzerine bulmaca çözmek yerine dedikodu yapmanın çok daha etkili olduğu ifade ediliyor.
Dedikodu Bulmacadan Daha Fazla Etkili!
Günümüzde yaşla ve çevresel faktörlerle birlikte hafızanın yeteri kadar etkin kullanılamadığı ifade ediliyor. Yaşla birlikte bir süre sonra başta unutkanlık olmak üzere pek çok hastalık meydana geliyor. Davranış bozuklukları ile birlikte hastalıkların ilerleyici bir süreç içerisinde olması çeşitli korkuları da beraberinde getirmeye devam ediyor. Özellikle yaşla birlikte ortaya çıkan alzheimerin engellenmesi, belirtilerinin önemli ölçüde azaltılması son derece önemli. Günümüzde bu konuda bir değerlendirme yapıldığı zaman 65 yaş üstü olan her 10 kişide 85 yaş üstü olan her iki kişide hafıza ile ilgili sorunların görüldüğü tespit edildi.
Unutkanlığa sebep olan hafıza sorunlarının kaynağı yapılan bilimsel araştırmalara göre henüz bulunamadı. Tedavi seçenekleri konusunda da kesin tedavilerin olmadığı ancak hastalığın seyrini azaltacak birtakım önlemler alındığı ifade ediliyor. Hastalıktan korunmak yüzde yüz mümkün olmamasına rağmen yine de hastalığın görülme olasılığını düşürecek bazı çalışmaların mümkün olduğu ifade ediliyor. Pek çok organda olduğu gibi beyinde de hastalığın seyrini azaltacak, hafızayı sürekli olarak diri tutacak bazı egzersizlerin yapılması gerekiyor. Sürekli olarak okuyan, bir şeyler öğrenen, hafızasını kullanan kişilerin unutkanlık konusunda daha şanslı oldukları belirlendi. Ancak bunlar arasında pek çok kişinin isteyerek ya da istemeyerek yaptığı dedikodu da yer alıyor. Uzmanlar hafıza açısından dedikodu yapmanın son derece etkili olduğunu ifade ediyorlar. Genellikle bilimsel açıdan bakıldığı zaman bulmaca çözmenin hafızaya iyi geldiği söylenir. ancak uzmanlar tarafından yapılan değerlendirmeler sonrasında bulmacanın hafızaya herhangi bir etkisinin olmadığı ifade ediliyor. Bulmaca çözerken genel olarak uzak hafıza kullanılıyor. Bu yüzden yakın hafızayı kullanacak bilgiye yer verilmediği için herhangi bir fayda sağlanmıyor. Bu konuda gerçekleştirilen bilimsel araştırmalar bir dergide de yayınlanmış.
Hafıza Sorunlarında Babanın Yaşı Bile Önemli!
Genellikle hastalığa ilişkin yapılan araştırmalara bakıldığı zaman sorunların oluşumu sırasında babanın yaşı da son derece önemli. Hastalığın ilerleyen yaşlarda ortaya çıkması konusunda genetik risk faktörleri özellikle önem taşıyor. Ailenin birinci dereceden yakınlarının taşımış olduğu genetik hafızalar hafızanın etkilenmesi açısından son derece önemli. Doğum sırasında babanın yaşı, sigara ve alkol bağımlılığına ilişkin raporlar ve bununla birlikte yaşamış olabileceği kafa travmaları kişinin ilerleyen yıllarda hafıza sorunları ve nörolojik hastalıklar yaşamasını ve bununla birlikte unutkanlık problemi yaşamasına neden olmaktadır. Ancak günlük hayatı hedef alan, yakın tarihe uzanan dedikoduların yapılması bir anlamda hafızayı sürekli canlı tuttuğu için çalışma hayatında dahi yapılan dedikodular hafıza açısından son derece önemli.